• 07 Şubat 2018, Çarşamba 11:32

“Öğretmene not” olacaksa, imama, dekana, başhekime not da olsun!

Eğitim kalitesini arttırmak için yeni sistemler geliştirilmeye çaba harcanıyor. Bugünlerin en gözde konusu ise, öğretmenlerin performansının değerlendirilmesi.

Öğretmenin performansının değerlendirilmesi süreci ve sistem nasıl işleyecek? Öğretmen performans ölçümünde notu kimler verecek sorularının yanıtı kısaca şöyle:

Öğretmen performans değerlendirme sisteminde, öğretmenlerin mesleki gayreti, sınıftaki verimliliği, başarısı, mesleki bilgi ve beceri düzeyinin belirlenerek gerekli eğitim ihtiyacının tespiti ve buna yönelik tedbirlerin alınması hedefleniyor. Sistem çalışmalarının, eğitimin kalitesini artırmak ve eğitim politikalarına yön verecek veri toplamak amacıyla öğretmenlik mesleğinin genel yeterliklerine dayalı yürütüldüğü savunuluyor. MEB, 12 ilin valiliğine gönderdiği yazıda pilot uygulamanın Ankara, Antalya, Balıkesir, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Mardin, Samsun ve Trabzon’da yaşama geçeceğini duyurdu. Bu sistemde öğretmen, gelişimi ve mesleki yeterliliği açısından puanlanacak. Okul müdürü, meslektaş, öğrenci ve veli öğretmene “not” verecek. Bu sonuçlar da öğretmenin kariyer basamaklarında, terfi, hizmet puanının hesaplanmasında, yurtdışı görevlendirme gibi alanlarda kriter olarak kullanılacak.

Eğitimciler genel olarak sisteme tepkili… Bu tutumun, eğitime kaos getireceğini düşünenler ağırlıkta görünüyor. Hatta eğitim sendikalarının bu konuda çeşitli eylemler planladığı da açıklamalara, haberlere konu oluyor.

DEĞERLENDİRMELERDE OBJEKTİJ BAKIŞ AÇISI ŞART
Buraya bir parantez açıp, şu açıdan da konuya bakalım…

MEB’in 10 yaşındaki ortaokul birinci sınıf öğrencilerinin yanıtlaması için hazırladığı değerlendirme formunda sorulan sorulardan bazıları şöyle: “Öğretmeniniz dersin konularını çok iyi biliyor mu?”, “Öğretmeniniz size örnek oluyor mu?”, “Öğretmeniniz sizi milli ve manevi değerlerimize göre yetiştiriyor mu?”

Bir imparatorluk mirası üzerinde oturan, tarihsel sürecin doğal sonucu olarak çeşitli etnik ve mezhepsel farklılıkların bulunduğu ülkemizde “Milli ve manevi değerlerimiz”in tanımını yoldan geçen 100 kişiye sorsak, 100 farklı cevap alırız. Niyet okuma değil ama, MEB son yıllardaki din dayatmacı tavrına baktığımızda, bu sorunun niyetinin çok açık olduğu izlenmine kapılıyoruz: “Öğretmeniniz, mahalle camisinin imamı ayarında davranıyor mu, davranmıyor mu?”

Milli bayramların kutlanmasını okul etkinlik takvimlerine eklemeyen MEB’in “milli değerler” kaygısı olduğunu düşünmemiz için çok güçlü nedenler yok. Burada anahtar kelime olsa olsa “manevi değerler” konusu olur… Bu da kısaca din olgusunu gündeme getirir. Eğer öğretmen, komşu caminin imamı gibi değil de, laik eğitimin bir parçası olarak davranıyorsa, yandı gülüm keten helva!

Düşünün… Öğrencilerin ve velilerin öğretmene vereceği notlardan birinin kriteri bu…
Parantezi kapatıp, söyleyeceğimizi söyleyelim…

PERFORMANS ÖLÇÜMÜNDE İTİRAZ NOKTALARI
Soru şu… Eğitimde performans ölçümü yapılabilir mi?
Elbette yapılabilir, yapılmalıdır da… Sadece eğitimde değil, yaşamın her alanında performans ölçümü olabilir. Özel şirketler bunu yıllardır yapıyor zaten. Dini esaslar ön plana alınarak değil, nesnel ölçüm yöntemleri kullanılarak, elbette öğretmenin de, okul müdürünün de performansı ölçülebilir…
Ama hakkaniyet ve adalet şart…

Dayak, hakaret, kötü muamele gibi zaten yasalara aykırı olan davranış modellerini elbette ki hariç tutarak, sadece mesleğini dürüstçe yapmaya çalışan öğretmenleri temel alarak söylüyorum, veliden-öğrenciden gelecek cevapla öğretmenin performansını ölçmek, kabul edilebilecek bir yöntem değil…

MEB bu uygulamada ısrar edecekse… Yeni önerileri de dikkate almalı…

Öğretmenlerin performans öçümünü veli-öğrenci puanlarını dahil ederek yapacaksanız… Okul müdürünün puanını da öğretmenler ve öğrenciler vermeli değil midir?

Fakültelerde dekanların, üniversitelerde rektörlerin performans ölçümü niye olmasın? Rektörleri de akademisyenler, öğretim görevlileri, öğrenciler değerlendirsin bu durumda…

Bu örnekler uçuk mu geldi! Daha uçuk olanı da ben söyleyeyim… Bence en güzel örnek şu olur.

Mahalle camilerimiz var ya! Orada görevli imam ve müezzinlerin mesleki gayreti, camideki-toplum içindeki verimliliği, mesleki başarısı, bilgi ve beceri düzeyinin belirlenerek gerekli dini ihtiyacının tespiti ve buna yönelik tedbirlerin alınması niye hedeflenmiyor mesela? Ve neden cami cemaatinden hoca ve müezzinlere performans puanı vermeleri istenmiyor mesela?

“Hocam, sakız çiğnemek oruç bozar mı?” sorusunun halen daha her Ramazan ayında tekrar tekrar gündeme geldiği ve tv’lerdeki Ramazan programlarının unutulmaz klasiği olarak kayıtlara geçtiği ülkemizde, cemaatin cami hocasının performansını değerlendirme yeterliliğiyle ilgili aklınıza en küçük bir tereddüt/kaygı geliyorsa… Bilin ki, aynı tereddüt ve kaygı, veli ve/veya öğrencinin öğretmene vereceği puanda da geçerlidir…


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık