• 07 Şubat 2018, Çarşamba 11:40

Özel kurs deyip geçmeyin! Devlet kurumlarının yarısını bu konu ilgilendiriyor

Türkiye’deki özel kursların yüzde 99’unun kaçak olduğuna işaret ettiğim yazımda (Okumak için buraya tıklayabilirsiniz) önemli olduğunu düşündüğüm sorunlara işaret etmiştim…
O günden buyana (örneğin Bursa’da) birçok gelişme yaşandı. Bunlardan en önemlilerinden biri İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya‘nın görevden alınmasıydı. Sarıkaya’nın yerine Sabahattin Dülger atandı. Dülger göreve başlar başlamaz yasa-yönetmelik ve genelgelerin uygulanacağını ortaya koyan uygulamalara imza attı. Denetimler artık eski yöntemle yapılmıyor. Devlet, başı boş kaldığı izlenimi veren sektördeki varlığını yeniden ve etkili bir şekilde hissettirmeye başladı.
Ancak yıllar içinde birikmiş sorunların bir günde çözülmesini beklemek de çok gerçekçi değil. Etkili bir yaklaşımla, başına buyruk davranmayı alışkanlık haline getirmeye eğilimli özel sektör kurumları yasal çizgiye doğru çekilecek. Gelişmeler de bu yönde…

MERCEK TUTULMASI GEREKEN KONULARI ÖZETLEYELİM

Şunu hemen belirtmeliyim… Başıboş kalıp başına buyruk davranma eğilimi gösteren kurumlardan söz ederken özel okulları kastetmediğimi bu siteyi takip edenler bilir… Özel okulların hemen hemen tamamına yakın bir bölümü, kurumsal yapı içerisinde ve olabildiğince ağırbaşlı bir yaklaşımla faaliyet yürütüyor. Rekabeti de ağır başlılık içinde ve ciddiyetle yaşıyor. Aralık ayında bursluluk sınavı yapmak gibi yasal düzenlemeleri aşan birkaç kurum oldu. Hepsi bu…

Mercek altına alınması gereken sorunlar… Özel öğretim kurslarında…
Konu Mili Eğitim Bakanlığı’na kilitlenmiş gibi görünüyor ama hiç de öyle değil… Kaçak faaliyet gösteren kurslar 1’den fazla Bakanlığı ilgilendiriyor. Tek dersten ruhsatı olmasına rağmen tüm dersleri veren özel öğretim kurslarının faaliyeti (yasal dayanağı olmadığından SGK’lı gösterilemeyen diğer ders öğretmenlerini de göz önüne alırsak) 1’den fazla Bakanlığı ilgilendiriyor. “Kaçak çalıştırılan öğretmenlerin maaşları nereden elde edilen gelirle ödeniyor? Primi, vergisi vb?” sorusunun cevabını arayınca, tüm gelirlerinin kayıtlı (faturalı) olmayabileceği gibi bir noktaya geliyoruz ki, işin içine başka birkaç Bakanlığın iştigal konusu daha giriyor. Tabii ruhsatsız çalışanlar ruhsatlı kursların mevcut pastasından pay aldığı (üstelik vergi de ödemediği vs nedenlerle) işin içine haksız rekabet iddiası ve dolayısıyla başka bir Bakanlık daha giriyor…. “Milli Eğitim Bakanlığı mensubu öğretmenlerin kaçak kurs açması-çalıştırması ya da kurslarda çalışması” deyince yine birkaç bakanlığın faaliyet alanı birbirinin içinden geçiyor… Ruhsatsız kurs demek, faaliyeti denetim altında tutul(a)mayan kurs demek… Güvenlik? Kim giriyor, kim çıkıyor, ne ders veriyor, ders mi veriyor başka tür organizasyonlara mı çanak tutuluyor? Bunları nereden bileceğiz?

Ehhh…. Daha önce defalarca yazıp-çizdik… O yüzden bu örnekleri tekrar tekrar sıralamaya gerek yok… İşbu durumda;
a) 657 sayılı Devlet Memuriyet Kanunu 28 ve 30. maddeleri
b) 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu 7. maddesi
c) 4857 Sayılı İş Kanunu’nun kayıt dışı istihdam ile ilgili maddeleri
d) 213 Sayılı Vergi Usül Kanunu
e) 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
f) 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
g) Ve Ayrıca ticari reklam ve haksiz ticari uygulamalar yönetmeliği (6502 sayılı kanun)
açısından da mevcut duruma, özel öğretim kurumları çerçevesindeki iddialara bir göz atmak gerekmez mi?

Takdir edileceği üzere, çok basit gibi görünen “mevzuata aykırı ya da kaçak özel kurslar” ifadesi, perde arkasında kaç ayrı Bakanlık ve bağlı devlet kurumunu ilgilendiren ve mutlaka çözülmesi gereken problem pozisyonunda…
Peki kim çözecek?


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık