• 07 Şubat 2018, Çarşamba 11:29

Siyaset bir yana, eğitim bir yana!

TEOG sınavının kaldırılmasının ardından gündem yeni gelecek uygulamaya kilitlendi. Günlük politikadaki gelişmeler zaman zaman ön plana çıksa da, eğitim gündemi yerini daima koruyor.

Türkiye’nin genç nüfusa sahip olması gerçek anlamda büyük bir şans. Ne var ki, eğitimdeki yığılma nedeniyle bu şans bazen problemin de kendisi olabiliyor. O nedenle ilkokula kayıt da dert, liseye geçiş de, üniversiteye giriş de… Önceki yazıda çeşitli ülkelerin liseye geçiş uygulamalarına yer vermiştik. Şimdi Almanya örneğine de bir göz atalım.

Hürriyet’te Önder Öndeş imzalı yayınlanan haberde, Almanya’nın eğitim sistemi aktarılırken, “4’üncü sınıfa kadar okul, çocuğun kişisel ve akademik gelişimiyle ilgili öğretmen, idareci ve uzmanların desteğiyle bir rapor hazırlar ve ailelere tavsiyelerde bulunur. Mesleki uzmanlık kazandıran ve düşük seviyede öğrencilerin gittiği ‘Hauptschule’, genel lise gibi değerlendirilebilecek ‘Realschule’ ve üniversite odaklı en nitelikli eğitimin verildiği ‘Gymnasium’ okul türleri yer alıyor. Öğrenciler adrese dayalı en yakın okula yönlendiriliyor. İstediği tür çevrede yoksa, bölge dışındaki tercih edilebiliyor” bilgisi veriliyor. Burada sistem üniversiteye gidecek öğrenciler ile mesleki eğitime gitmesi gerekenleri ayrıştırıyor. Çünkü üniversiteye girişte ‘Abitur’ gerekiyor…

İngiltere’de Türkiye’ye benzer bir ortaokul-lise ayrımı yok. Orada da sistem üniversiteye gidecek olanları seçmeye dönük çalışıyor. 11-16 yaş arasında ortaöğretimin tamamlanmasının ardından öğrenciler, üniversiteler için gereken yeterlilik olan ‘A-level’ı almak amacıyla iki yıl daha ileri eğitim görüyor. Okul türlerine göre kriter, istenilen sınav ve projeler değişiklik gösterebiliyor. Örneğin elit devlet okulları için ek bir sınava giriliyor. Özel okullar da kendi sınavlarını yapabiliyor, proje veya mülakat isteyebiliyor.

Asıl mesele, Finlandiya…
Son günlerde Finlandiya’nın eğitim sistemi çok konuşulduğu için, oradaki sisteme bir göz atmak gerek.

Finlandiya’da zorunlu eğitim 7-16 yaş arasını kapsıyor. Zorunlu eğitim bittiğinde öğrenciler genel ve mesleki eğitim olmak üzere iki alandan tercih yapıyor. İster genel ister mesleki lise olsun, yüksek öğretime geçiş mümkün. Ancak Finlandiya’da mesleki eğitim çok popüler, adayların neredeyse yüzde 40’ı mesleki liseleri seçiyor. Liseye geçişte öğrencilerin temel eğitimdeki notları değerlendiriliyor. Ayrıca bazı giriş ve beceri testleri de kullanılabiliyor. Kültürel ve sportif ilgi alanlarındaki başarılar ve çalışmalar da dikkate alınıyor. Sistem öğrenciyi bütün yönleriyle değerlendiriyor. Okullar arasında standart sağlandığı için gençler evlerine en yakın liseye yönlendiriliyor.

Yine o anahtar kelime karşımıza çıkıyor: Okullar arası standart

Sanıyorum MEB bürokrasisinin uykusunu kaçıran temel sorun da bu…

Bu iş “Ne yaparsak imam-hatipleri tek adres haline getiririz?” arayışının başlangıç ya da sonuç noktası olarak değil de, bir memleket meselesi olarak ele alınırsa, daha doğru olur…


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık