Son dönemde eğitim alanındaki gelişmelere ve özel öğretim kurslarının yasa-yönetmelik tanımaz tavırlarına dikkat çekmeye çalışıyorum. Özel kurslardaki “tek ders” zorunluluğunun uygulanmasında, Milli Eğitim Bakanlığı bürokrasisinin gösterdiği vurdumduymaz tavrın altını çiziyorum. Erken erken uyarıyorum; genel fotoğraf, hantal bürokrasinin düşündüğünden çok daha net… “Devlet iradesi, Bakanlık iradesi, eski düzeni aynen sürdüreceklerini zanneden özel kurs sahip ve yöneticilerine bu fırsatı vermeyecek, veliler siz de uyanık olun, mağduriyete uğramayın” diyorum… Bunu sadece ben söylemiyorum tabii ki, Milli Eğitim Bakanı da söylüyor, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü de söylüyor… İl ve ilçe Milli Eğitim müdürleri söylüyor… Ama kimse dinlemiyor… Herkes başını kuma gömüp, tehlikenin geldiğini görmezden gelme niyetinde…

Gelin görün ki, hayatın gerçekleri böyle işlemiyor…

Ankara’ya BİMER, CİMER aracılığıyla “kaçak kurs”, “TEOG kursu”, “tek ders uygulamasını delme”, “kaçak öğretmen çalıştırma”, “özel kurslarda kaçak çalışan MEB öğretmenleri” gibi konularda şikayet üzerine şikayet yağıyor. MEB bugün-yarın müfettişleri sahaya salacak… Denetimler başlayacak… Bu denetimleri yerelde çalışan müfettişler değil, Ankara’dan gelecek Bakanlık müfettişleri yapacak… Yani “amcamın oğlu”, “eski okul arkadaşım”, “eskiden tanışırız” gibi feodal torpil uyanıklıkları işe yaramayacak…

“Müfettiş gelirse, bi çay söyleyip oyalarız, o arada öğrenciyi ve öğretmeni kaçırırız” zanneden, tek ders kuralını çöpe atıp tüm derslerden kayıt almış hatırlı-yandaş kurs sahiplerine müjdem var… Müfettişler sıradan denetlemeye değil… Bakanlığın son derece katı talimatlarını almış olarak ve önceden kendilerine ulaşmış şikayet dilekçeleri ellerinde, isimleri belli, kaçak ders öğretmeni aramaya geliyorlar. İster tek dersten ruhsat sahibi olup tüm dersleri verenler olsun, ister tümüyle yasak olmasına rağmen TEOG kursu verenler olsun, ister MEB öğretmeni olmasına rağmen kaçak olarak özel kursta çalışanlar olsun… Kurtuluş yok… Çünkü yerel müfettişlerin hadiseye etkin bir dahli yok…

Pandora’nın kutusu açıldı! Kötü haberlerin sonu gelmez artık…

Bir ilave bilgi daha… Denetime hazırlanan sadece Milli Eğitim değil… SGK da işin içine giriyor. Öyle ya!  Tek ders ruhsatlı bir özel kursun, diğer ders öğretmenlerini resmi anlamda istihdam etme şansı yok. Yani sigortasız kaçak öğretmen çalıştırma hadisesi var… Özel kurs işvereni -kendince, hazır sağlam gerekçeyi de bulmuş- gencecik yeni mezun öğretmenleri sigortasız çalıştırma hevesinde…  Peki bu durum gözden kaçırılabilir mi? Hayır, kaçmaz… Biriken şikayetleri derleyip toparlayan SGK da bunun peşine düşme hazırlığında… Gözünüz aydın!

“PEŞİN PEŞİN CEZAYI ÖDESEZ (!) OLMAZ MI?”

Tüm bunlar olurken, ilçe Milli Eğitim müdürlükleri de özel kurs sahipleriyle toplantılara başladı. Motto basit: “Uygulama ortada… Sakın aksine bir iş yapmayın-yanarsınız!”

E-Yaygın adı verilen sistemle ilgili bilgi aktarımı da yapılıyor özel kurslara… Tüm öğrenci ve öğretmenlerin isim listesinin internet üzerinden ilgili modüle yüklenmesi isteniyor…  Tam anlamıyla pimi çekilmiş bomba… Çünkü bir özel kurs, kaç öğrencisi, kaç öğretmeni varsa o modüle yüklüyor, bir diğer deyimle Bakanlık tarafından online denetlenebilir hale geliyor. Kaçak öğretmenleri, verilen ruhsatdışı derslerin öğretmenlerini ve öğrencilerini o modüle yazmak imkansız… Şeffaflıkta zirve yani… Müfettiş özel kursa girdiğinde… O modülde adı geçmeyen her öğrenci, her öğretmen, o kurs için “suçüstü hali” demek… Artık siyasileri arayıp torpil mi istersiniz, yandım Allah şarkıları mı söylersiniz, o size kalmış… Lakin benden söylemesi… Cumhurbaşkanı ve Hükümet’in bu konudaki tavrı bu kadar netken, hiçbir iktidar milletvekili bu işe müdahil olmaz… Müdahil olanlar, bu iş er-geç ortaya çıktığında siyaseten iflah olmayacağını bilir. Sizin için neden bu riske girsin?

O toplantılardan birinde, e-yaygın sistemi anlatılan özel kurs sahiplerinin en merak ettiği şeyin ne olduğunu duyduğumda, şaşkınlık yaşadım… Merak konusu olan şu: “Yasa dışı faaliyet gösteren kurs, yılın ortasında kapatılacak mı? Yıl sonuna kadar müsade edilecek mi?”

Çünkü kimileri kulaktan dolma dedikodu yayıyor, “yarı yılın ortasında okul (veya kurs) kapatılamaz, bu konuda yasal düzenleme var” diye… Çoğu kişi de saf saf buna inanıyor, işini, geleceğini, stratejisini bunun üzerine kuruyor. Oldu olacak, “1 ve 2. denetimler için peşin peşin 15-20 maaş cezayı nakit olarak ödeyelim. Bizim kursa müfettiş filan gelmesin… Niye yoruyoruz ki Teftiş Kurulu’nu bu kadar? Yazık değil mi onlara!” önerisi götürün Bakanlığa… Daha kestirme bir çıkış(!) yolu olur…

Bu arada, unutmadan, Pandora’nın kutusundan çıkan bir yasal bilgiyi aktarayım ki, kafalar karışık kalmasın: Hakkında kapatma cezası verilen kurum, bir ay içinde tasfiye edilmek zorunda… Yani yıl sonuna kadar faaliyet im-kan-sız…

Anlaşılıyor ki, bu para cezaları özel kursların umrunda bile değil… “Neyse para cezamızı öderiz, paşa paşa yıl sonuna kadar kaçak-maçak dersleri vermeye devam ederiz, kimse de bize ilişmez” zannediyorlar…

Gerçekten öyle mi, uygulamada göreceğiz.

BU DA TEOG BOMBASI…

Tüm bunlar olurken…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TEOG kaldırılmalıdır” sözü gündeme bomba gibi düştü…

Yazdık, söyledik… Özel kursların TEOG dersi vermesi yasak… Yani hiçbir ilkokul-ortaokul öğrencisi… Hiçbir özel kursun kapısından içeri giremez. Ama özel kurslar, TEOG dersi vermeyi asli görev ve hak zannettikleri için… İl-İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinin gözü önünde.. Boy boy afişlerle yaz boyunca kayıt topladılar. Onların da gözü aydın!

TEOG’un kalkmasına şahsen hiçbir itirazım yok… Ortaokul mezunu çocukların hangi liseye hangi çerçevedeki uygulamayla gideceğine ilişkin düzenlemelerin bilimsel olarak ve ivedilikle ortaya konması gerek. Çünkü ölçme-değerlendirme eğitimin esasıdır.