- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TEOG’u istemiyorum” sözünün ardından Türkiye’nin bütün dikkati eğitime yöneldi. Erdoğan’ın yaklaşımı karşılıksız kalmadı, hemen ertesi gün TEOG’un kaldırıldığı ve bu eğitim-öğretim yılı sonunda TEOG sınavının yapılmayacağı açıklandı… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çıtayı bir üst sekmeye yerleştirerek üniversite sınavıyla ilgili olarak da, “Bu konuda da düzenlemeye gidilecek” deyince, kafalar iyice karıştı…
Şu an neyin ne olduğu ya da olacağı konusunda net bilgi yok, sadece konu gündemde ve tartışılıyor.
Bu konuda daha önceki yazımda da belirtmiştim…
Eğitimin esası ölçme ve değerlendirmedir. Ve ölçme-değerlendirme, bilimsel, standartları-kriterleri belli, eğitimde fırsat eşitliği ve adaleti gözeten bir yaklaşımdır…
Hem TEOG hem de YGS-LYS için geçerli olmak üzere söylüyorum… Ölçme-değerlendirmenin farklı yöntemleri olabilir… İster her yıl sonu sınav ile başarı ölçersiniz, ister mezuniyette tek sınav yaparsınız, ister sadece ders notlarını ele alırsınız… Ama öğrencinin başarı grafiğini bir şekilde ölçmeden, bir sonraki adıma geçemezsiniz. Ve bu bilimsel yaklaşımın arasına feodal çözümler, romantik arayışlar konmaz, konamaz. Konsa da çocuklara eziyet etmekten başka bir işe yaramaz.
Yani bizim ciddiye almamız gereken sihirli kelimeler, “standart ölçüm yöntemi, adil kriterler ve fırsat eşitliği”dir.
Bunların tümünü sağlamayan her yöntem, sakat olur, sakil düşer…
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI CEPHESİNDE BUGÜNKÜ DURUM
Önce genel fotoğraf çekelim ki doğru teşhis kolaylığı olsun… TEOG’un kaldırılmasına temelde itirazımın olmadığı belirtmiş, “Yerine hangi yol ve yöntemin geleceğini görmek gerekiyor” demiştim.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın TEOG ile ilgili yeni sistemi bir ay içerisinde Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını açıklayarak, “Her okul kendisi sınav yapsın diyen var. Herkesin mahallesindeki okula alın, diyenler bulunuyor. Eskiden de öyleydi. Ankara Fen, İstanbul Erkek, Kabataş lisesi gibi okullara girebilmek için her iki matematik ve Türkçenizin 5 olması gerekiyor. Eğitim uzmanı diyor ki 85’in üzerinde olanlar girsin. Kimisi de diyor ki, açık uçlu soru sorun. Sınavı yapacak öğretmen bir başkası olacak, okuyacak kişi başkası olacak. Ancak sonuçta öğrencinin ne cevap verdiğini ailesine de gönderin ki o da bilsin. Bu da bir başka alternatif” dediği basında yer aldı.
Bir başka haberde ise Bakan Yılmaz’ın “yüzde 5 kriteri üzerinde çalıştıkları” cümlesine atıfta bulunulup, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda liseye geçişte uygulanacak yeni sisteme ilişkin çalışma grubu oluşturuldu. Tartışılan modellerden biri, talep gören liselere yerleştirmelerde öğrencilere ‘yüzde 5’ kriteri getirilmesini ve sadece bu dilime giren öğrencilerin merkezi sınava girmelerini öngörüyor” deniyordu. Öğrencilerin yüzde 5’lik başarı diliminde yer alması için sadece akademik başarının yeterli olmayacağı, başarılı öğrencilerin akademik ve okul başarısının yanı sıra ilgi, yetenek, beceri ve öğretmenler kurulunun seçimine göre belirleneceğinin altı çiziliyordu. Anlaşılan, bu dilimdeki öğrenciler, merkezi sınavdan aldıkları puanlarla fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, spor ve güzel sanatlar liselerine yerleştirilecek, merkezi sınavla liseye yerleştirmeyen öğrenciler ise adrese dayalı sistemle evine en yakın okula kayıt yaptıracak.
Görüleceği üzere, “yüzde 5’lik dilim sınava alınacak” cümlesi, TEOG kalktı ama yüzde 5’lik dilim için (1 milyon 200 bin öğrencinin yüzde 5’i, yaklaşık 60 bin eder) başka isim altında başka bir sınav geliyor demek… Bu sınava girme hakkı tanınmayan öğrenciler, mahallelerindeki okula gidecek… (Mahallelerdeki okulların hemen hepsi imam hatip lisesine dönüştürüldü. Demek ki, öğrencilerin yüzde 95’i imam hatiplere gidecek yorumu yapmak için henüz çok çok erken ama bu tahminin tümden yanlış olmayacağı da çok açık.)
Tam bu noktada bir seçeneği daha hatırlamamız gerekiyor… Özel okullar… Eğer evladınız ilk yüzde 5’e giremediyse ya da girdiği halde hedeflediği okula yerleşemediyse, mahalle okulu-özel okul seçeneklerinden birini tercih etmeniz gerekecek…
Gelelim o yüzde 5’lik dilimin nasıl belirleneceğine… İlk açıklamalara bakılırsa, “öğrencinin yüzde 5’lik başarı diliminde yer alması için sadece akademik başarı yeterli olmayacak, başarılı öğrenciler akademik ve okul başarısının yanı sıra ilgi, yetenek, beceri ve öğretmenler kurulunun seçimine göre belirlenecek…” Yani ders notu kriterinin yanına, son derece muğlak “ilgi, yetenek, beceri ve öğretmenler kurulunun seçimi” ifadeleri yerleştirilmiş… Okul başarısı kriterinin tek başına “standart” olmadığını, bilen herkes bilir. Zorluk derecesi yüksek bir okulda bir dersten 60 puan ancak alabilen bir öğrencinin, başka bir okulda aynı dersten 100 alan bir öğrenciden çok daha iyi yetişmiş olabileceği gerçeğini gözden kaçırmamalı… Ayrıca… Aynı başarı oranına sahip atıyorum 20 öğrenci arasından öğretmenler kurulu sıralama yapıp, yüzde 5’e kalanlara onlar mı karar verecek… Hangi kriterlere göre? Sıralamada geride kalan öğrenciyi ve veliyi neyle ikna edeceksiniz? Böylesine subjektif bir kararda imzası olan öğretmenin durumu ne olacak? Feodal ilişkilerin hakim olduğu bizim ülkemizde, öğretmenleri, okul müdürlerini, hatta il-ilçe milli eğitim müdürlerini, muhtemel öfke nöbetlerinden neyle ve nasıl koruyacaksınız? Sözünü ettiğim öfke, sade vatandaş velinin-öğrencinin öfkesi değil! O ilin, ilçenin, ülkenin muktedirlerinden söz ediyorum… Vali Bey’in yeğeni, Belediye Başkanı’nın amcaoğlu, Bakan Bey’in ricacı olduğu yakını, filanca milletvekilinin 8. göbekten hısımı… Bunları ne yapacağız? İlk yüzde 5’i torpilinin büyüklüğüne göre mi belirleyeceğiz? Bu muhtemel sorunların yarın bir gün gerçek olması bir yana, daha bugünden ihtimal dahilinde olduğunu düşünüyor olmak bile, o yöntemin güvenilir olmadığının göstergesi olarak görülmez mi? Diyeceğim o ki, fırsat eşitliğinin bu yöntemle sağlanabileceğini düşünmek kolay değil…
YAZ BOYUNCA TEOG KURSU’NA GİDEN ÇOCUKLAR NE YAPACAK?
Okullar dışında TEOG dersi vermek tümüyle yasak olmasına rağmen, yaz boyunca “yasak” TEOG takviye dersi veren özel kurslara giden öğrenciler açısından durum şu: “Yaz aylarımızı verdik, denizde geçireceğimiz saatleri kurslarda heba ettik, anne-babamızın parasını harcadık… Sınav kaldırıldı… Eee! Şimdi karşı karşıya kaldığımız sonuca bak!”
Üstelik bu yasak kurslar (bunlardan bir bölümü KPSS kursu, bir bölümü YGS-LYS kursu, bir bölümü de külliyen merdiven altı ama tümüyle yasadışı olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın gözünün içine baka baka TEOG dersi verdiler) sınav zamanına kadar “kaçak-maçak” ders vermeye devam edeceklerdi. Şimdi hesap kitap zamanı… Paralar iade edilecek mi? Senetler ne olacak? Kurstan ayrılanlardan yüzde kaç kesinti yapılacak? Kavga dövüş olacak mı? Buyrun, ayıklayın pirincin taşını…
Bunların hepsini bir kenara bırakıp… Önümüzdeki sürece odaklanmak gerekiyor…
Çocuklar, gençler!
Devlet er ya da geç, bir model hazırlayacak ve ortaya koyacak… Bunda eksikler de olabilir, hatalar da… Eğer hata yapılırsa, bu hataların günahı size ait değil ama faturayı siz ödeyeceksiniz… Buna hazırlıklı olun ve şunu unutmayın!
Sınavlar kaldırılsın ya da kaldırılmasın, model değişsin ya da değişmesin, akademik başarı, temel esaslardan en önde geleni…
Siz okul başarınıza ve derslerinize önem verin, siyasi-ideolojik tartışmalardan etkilenmemeye çaba harcayın…
Çünkü günü geldiğinde, varlığından güç alacağınız tek ve en önemli şey, akademik başarınız, derslerinizi çalışarak elde ettiğiniz donanımınız olacak…
Çalışın! Çalışın! Çalışın!
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
09.04.2018 Mudanya’da yapılacak daha çok iş var
-
15.02.2018 Bursa Büyükşehir'den termik santrale net tavır
-
07.02.2018 Hava kirliliği, Dosab Termik Santrali ve Osmangazi Belediyesi’nin Kaliteli Yaşam Merkezi
-
07.02.2018 Milli Eğitim Bakanlığı topa girdi… KPSS kursları da denetlenecek
-
07.02.2018 Milli Eğitim Bakanlığı, Kişisel Gelişim Kurslarını mercek altına aldı
-
07.02.2018 Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, kanuna aykırı “hızlandırma” derslerini ne yapacak?
-
07.02.2018 Genel istek üzerine yazdım, not alın! İşte tavsiyelerim…
-
07.02.2018 “Özel Öğretim Kurs Kurucuları Platformu” bildirisinin düşündürdükleri
-
07.02.2018 Özel kurs deyip geçmeyin! Devlet kurumlarının yarısını bu konu ilgilendiriyor
-
07.02.2018 Çocuğu özel kursa giden her veli için alarm! Bu testi mutlaka çözün!
-
07.02.2018 Mevzuat dışı bursluluk sınavları, buzdağının sadece görünen yüzüydü
-
07.02.2018 Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger’in şansı ve şanssızlığı
-
07.02.2018 Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü skandala el koydu: “Aralıkta bursluluk sınavı yasak”
-
07.02.2018 Bursa’da skandal! Aralık ayında korsan burs sınavı yapılıyor, MEB seyrediyor
-
07.02.2018 SGK altın madenini fark edecek mi? Bu kadar kaçak hangi sektörde var?
-
07.02.2018 Eğitim sendikalarının uyması gereken “omerta” kuralı mı var?
-
07.02.2018 “Kupa Papazı” kimin elinde kaldı? MEB ne yap(m)ıyor?
-
07.02.2018 Cumhurbaşkanı tavır koydu: “Dershanelerin canlanmasına izin yok!”
-
07.02.2018 Eğitim sendikaları… 9 soruda Samimiyet Testi’ne buyrun!
-
07.02.2018 “Öğretmene not” olacaksa, imama, dekana, başhekime not da olsun!
-
07.02.2018 Yeni TEOG unutuldu mu!
-
07.02.2018 Milli Eğitim Bakanlığı insan zekasıyla alay mı ediyor?
-
07.02.2018 Özel kursların yüzde 99’u kaçak ve yasa dışı
-
07.02.2018 Türkiye eğitimde kendi sistemini kurmalı
-
07.02.2018 Siyaset bir yana, eğitim bir yana!
-
07.02.2018 Liseye geçişte dünyadaki örnekler neler?
-
07.02.2018 Eğitimde gündem çok yoğun!
-
07.02.2018 TEOG kurs paraları iade edilecek mi? Edilmeli mi?
-
07.02.2018 TEOG bitti, mevzuata aykırı özel kursların sonu yakın!
-
07.02.2018 Özel kurslar, veliler, öğrenciler, Milli Eğitim ve “flu” vaziyet
-
07.02.2018 Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, özel kurs rezaletine bizzat el koydu
-
07.02.2018 Milli Eğitim Bakanlığı ve il-ilçe müdürlükleri neyi-neden bekliyor?
-
07.02.2018 Kandırmaca bitsin artık! Ne olacak bu özel kursların, velilerin, öğrencilerin hali?