• 07 Şubat 2018, Çarşamba 11:29

Türkiye eğitimde kendi sistemini kurmalı

TEOG’un yerine gelecek sistem tartışılırken, Bursalı eğitimci İnanç Düzgün, öğrencileri küçük yaşta dershane sistemine mahkum eden ve bu nedenle kaldırılan TEOG yerine okul başarısını ön plana alan ve her dönemde 2’şer kez okulda yapılıp yıllara yayılarak öğrenciyi-veliyi tedirgin etmeyecek bir başarı ölçme sistemi teklif etti.

Özel Bursa Mavi Deniz Anadolu Lisesi Kurucusu İnanç Düzgün’ün dikkati çektiği konu ise mesleki eğitim idi. Kişisel düşüncem, sistemin tümden düşünülüp planlanarak elden geçirilmesi, mesleki eğitimin de ciddiyetle ve yeniden ön plana alınması… Düzgün de bu görüşün altını çiziyor.

“Öncelikle sistemin genel yapısına bir göz atmak gerekiyor. Eğitimi uzun bir yol olarak ele aldığımızda, her öğrencinin mutlaka üniversiteye gitmesi gerekmediği çok net ortaya çıkıyor. Üniversite kapısındaki yığılmanın önüne geçebilmek için de, sistemi daha ilkokul-ortaokuldan itibaren kurmak gerektiği anlaşılıyor. Bu nedenle eğitim sisteminin baştan sona bir bütünlük arz edecek şekilde elden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Temel olarak meslek liselerini yeniden ve bu kez sistemi titizlikle örerek güçlendirmeli ve bu okullardan mezun olan çocuklarımızın iş bulabileceği, çalıştıkları yerde gerçekten de verimli ve başarılı olabilecekleri bir yapıyı artık kurmak zorundayız. Bir iş yerinde teknik işlerde personel çalıştırabilmek için o personelin en azından meslek lisesi diplomasına sahip olması şartı, ilgili iş kollarında zorunlu hale getirilirse, sorunun büyük bölümü aşılmış olur.”

Okul altyapılarının belli bir standarda kavuşturulması, öğrenciler-okullar arasındaki uçurumların giderilmesi toplumda karşılık bulan temel taleplerden biri. Bu konudaki görüşünü “Okul altyapılarının güçlendirilmesi, eksiklerin giderilmesi ve müfredatın ciddiyetle günlük yaşamdaki ihtiyaçlar göz önüne alınarak revize edilmesi ile çok büyük yol alınır. Bu yapılanma, daha ilkokul-ortaokul aşamasında veli ve öğrenci üzerindeki baskıyı kaldıracağından, eve en yakın okul ve meslek lisesi seçeneği genel kabul gören bir uygulama olur. Dershane-takviye dersi ihtiyacı ortadan kalkar” cümlesiyle ifade eden İnanç Düzgün, ilk aşamada kalıcı bir düzenleme yerine, sistemin tümündeki yenilenmeye ayak uydurmakta zorluk çekilmeyecek bir geçiş programı getirilmesini önerdi.

Düzgün’ün önerisi, her ilin Milli Eğitim Müdürlüğü komisyonları bünyesinde soru hazırlanıp gerekli güvenlik tedbirleri uygulanarak, sınavların il bazında merkezi sistemle yapılmasıydı. Zaten yapılmakta olan bu sınavlar geliştirilerek 5-6-7-8. sınıflarda her dönem 2 kez yapılabilir, okul mezuniyetinde de tüm sınavların ortalaması alınarak öğrenciye bir puan verilebilir. Her ilin ilk yüzde 10’una giren öğrencilerden isteyenler fen liseleri ve revaçtaki okullar için sınava alınabilir.

Eğitim uzmanı İnanç Düzgün, ilk yüzde 10’a girme iddiası olmayan öğrenciler en yakın okul veya meslek lisesi seçeneğine sıcak bakacaklarını, böylece üniversite kapısında yığılmanın önünün alınacağını düşünüyor.

Yani diyor ki, “iş-ekmek garantisi olarak görülebilecek meslek lisesi diploması, bu yığılmanın önlenmesinde anahtar rol oynayacaktır.”

Bence hiç de yabana atılmayacak bir görüş… Ama öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı, bizdeki lise türü dağınıklığını ortadan kaldırmalı…

“Ne yapar da… Her okulu imam hatip’e dönüştürürüz” diye dayata dayata alınacak bir yol yok…


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık