1970-1978 yılları arasında yurt dışında bulunuyorduk... 1977 yılında yani Türkiye’ye (Bursa’ya) dönmeden yaklaşık 7-8 ay önce o zamanki D.Hakimiyet gazetesinde köşe yazıları yazmaya başladık...

Yazılarımızın konusu tabii uzmanlık alanımız olan belediyecilik, şehircilik ve çevre  idi...

Gazeteye yurt dışından gönderdiğimiz ilk yazı “Bursa’ya Tren Gelmelidir“ başlığını taşıyordu...

Aradan uzun yıllar geçti kentimiz ülkemizin ulusal demir yolu ağına hâlâ bağlanmadı.

Bu süre zarfında konuyu biz de siyaset, medya, yerel yönetim ve sivil toplum zeminlerinde birçok defa dile getirdik... İlgililere, yetkililere görüş ve düşüncelerimizi aktardık...

Şüphesiz Bursa’mıza demir yolu rüyası 1960’lı yılların başlarında Türkiye’nin ilk ve örnek Organize Sanayi Bölgesi kurulduğu zamanlar başlamıştı...

Aradan geçen 50 yıl içerisinde demir yolu konusu kent dinamiklerince her  zaman ve zeminde gündemde tutuldu...

Ancak bugüne kadar çeşitli siyasi iktidarlar tarafından yapılan açıklamalara, verilen sözlere rağmen kentimizin demir yolu rüyası bir türlü gerçekleşmedi.

Bugün ülkemizde sanayinin en önemli merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Bursa’dan başka ulusal demir yolu şebekesine bağlanmayı hak eden başka bir kentimiz olduğunu düşünmüyoruz...

Her yıl bütçeden demir yollarına ayrılan kaynaklardan yılda birkaç yüz milyon dolar Bursa demir yolu projesinin hayata geçirilmesi için ayrılabilmiş olsaydı demir yolu yatırımını birkaç yılda tamamlamak mümkün olabilirdi.

Kaldı ki bu yatırım etaplara ayrılıp öncelikle Bursa-Yenişehir hattı inşa edilip daha sonra da İstanbul Ankara hızlı tren hattına bağlanabilirdi.

Bütün bunlar yapılmadığı gibi kentimiz ve ülkemiz ekonomisi için hayati öneme sahip bu proje için uzun yıllar bütçeye her yıl bin TL’lik sembolik iz bedelleri konulmakla yetinildi.

Geçen yıllarda ise yılan hikâyesine dönen bu projede güzergah değişiklikleri yapıldı ihaleler iptal edildi...

Buraya kadar kentimiz için hayati öneme sahip yapımı yılan hikayesine dönen Bandırma-Bursa-Bilecik (Osmaneli) demir yolu projesinin yaklaşık 50 yıllık serüvenini kısaca özetledik...

Şimdi de demir yolu projesinin uzun süreci ile ilgili kısa ayrıntı bilgiler vermek istiyoruz.

Demir yolu projesi ile ilgili olarak ilk ciddi adım 1980’lerin başında fizibilite etütleri yapılarak atıldı.

Uygulama projeleri de 1980’li yılların sonlarında zamanın Bayındırlık ve İskan Bakanı hemşehrimiz Sayın Hüsamettin Örüç döneminde ihale edilerek 2002 yılında ancak tamamlanabilmişti…

İlk fizibilite ve uygulama projelerinin üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra projenin bir türlü hayata geçirilememesi sebebiyle mevzubahis demir yolu hattının fizibilite ve uygulama projelerinde hızlı trene göre revizyon yapılarak güncellenmesi gerekli görüldü.

Bunun üzerine fizibilite ve projelerin revize edilerek güncellenmesi işi 2007 tarihinde DLH tarafından ihale edilerek 2009 yılında tamamlandı.

Bu arada proje DPT’nin de onayından geçirilerek yatırım programlarına alındı ve birkaç yıldan beri yatırım bedeli olarak her yıl bütçeye bin TL sembolik iz bedeli konuldu...

Bu süreç içerisinde bir taraftan da projenin finansmanı için kaynak aranmaya başlandı.

Önce uygun şartlar ile dış kredi arandı ancak başarılı olunamadı. Daha sonra kendi bütçe imkânlarımız ile yapılması düşünüldü ancak yeterli ödenek ayrılması imkânı bulunulamadı.

Bu arada yap-işlet-devret finansman modeli devreye sokularak ihale edilmesi gündeme geldi ise de bu alternatif de hayata geçirilemedi...