• 08 Şubat 2018, Perşembe 17:42

İmar ve planlamadaki kaos ve kargaşa nasıl önlenir...(1)

Geçen hafta ‘Yeni imar affı mı geliyor?’ başlıklı yazımızda imar aflarının imar konusundaki kargaşayı artırmaktan başka bir işe yaramadığını belirtmiş tam tersine kaçak ve çarpık yapılaşmayı artırdığını ifade etmiştik.

Bugünkü yazımızda da ülkemizde yaşanan imar kargaşasına sebep olan problemleri kısa başlıklar halinde bir defa daha özetlemeye çalışacağız.

Bugün irili ufaklı hemen hemen bütün yerleşim birimlerinde başta kaçak ve çarpık yapılaşma olmak üzere, teknik ve sosyal altyapı yetersiz, önemli çevre problemleri mevcut, deprem ve doğal afetlerde büyük can ve mal kayıplarına uğruyor isek ve bu problemler yılların ihmali neticesi kangren haline gelmişse bunun en önemli sebebi hiç şüphesiz “imar ve planlama“ konularında yaşadığımız kargaşadır.

Bugün ülkemizde imar ve planlama ile ilgili 20’den fazla yetkili kurum ve kuruluş bulunmaktadır.

Bu çok başlı yapılanma ve düzenlemeler dahi imar ve planlama konusunda yaşanan kargaşayı göstermeye yeterlidir zannediyoruz...

Her ne kadar 1985 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle fiziki planlama “imar planı“ hazırlama ve yürürlüğe koyma yetkisi, belediye olan yerleşim birimlerinde belediyelere bırakılmışsa da bu uygulama yaraya merhem olamamıştır.

Esasen planları hangi kurumun hazırlayacağından daha önemlisi bugünkü emlakçı mantığı ile statik, yasakçı, emredici ve bütünlükten yoksun, parçacı bir yaklaşımın ürünü bir yapıya sahip fiziki planlama anlayış ve uygulamalarından kurtulmaktır.

Bu anlayış ve uygulamanın sektörler arası ilişkileri düzenleyen, ekonomik ve sosyal faktörleri dikkate alan, ülke fiziki planları, bölge ve çevre düzeni planları hiyerarşisi içerisinde hiçbir fonksiyonu yoktur.

Bütün bunlara uygulamadaki yasal yetki kargaşası ve organizasyon eksiklikleri de eklenince günümüzde altyapı, ekolojik, kültürel, sosyoekonomik problemler büyük boyutlara ulaşmaktadır.

Geçen günlerde medyada yer alan haberlere göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hazırladığı torba yasa ile imar ve planlama konusunda bazı düzenleme hazırlığı içerisinde... İmar konusundaki kaosun önlenmesi için bu şekilde parçacı yaklaşımlar yerine köklü ve kalıcı düzenlemelerin yapılması gerekir...

Bu sebeple de öncelikle imar ve planlama konusunda bir çerçeve yasa veya mevcut 3194 sayılı İmar Yasası’nın yeni bir anlayış ve bakış açısı ile hazırlanması acil bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bu konuda yapılması gereken çalışmaları bundan sonraki yazımıza bırakarak mevcut durumun bir fotoğrafını çekmekte fayda görüyoruz.

Bu problemleri kısaca özetlersek;

Fiziksel planlar yapılırken planı yapılan yörenin doğal kaynakları, jeomorfolojik ve topografik eşikler, iklim, bitki örtüsü, jeolojik durum, deprem, akarsu, taşkın durumu, toprak kabiliyeti, içme ve kullanma suyu sağlayan kaynaklar, yer altı suları ve çevre sorunları yönlerinden yeterli araştırma yapılmamakta,

Ekosistem, çevre, enerji  gibi önemli kriterler de dikkate alınmadan yapılan fizibilite çalışmaları da yetersiz kalmakta,

Belediyelerin büyük çoğunluğunda plan yapacak teknik eleman bulunmamakta,

Doğal ve kültürel değerler ile ekolojik sistem planlara yeterince yansımamakta,

Çeşitli çıkar grupları ile siyasi baskılar planlamada “kamu yararı“ ilkesini zedelemekte, elde edilen yüksek rantlar bu kesimlere kanalize edilmekte,

Kent planları bölge planları üzerine oturmamakta,

Planlar sadece fiziki yönleriyle ele alınmakta üst ölçekli ekonomik, sosyal, kültürel yönler ihmal edilmekte,

Fiziki planlama anlayışı ile maliyet ve kaynak kullanımı konuları gündeme dahi gelmemekte,

Her konuda olduğu gibi bürokratik engel ve formaliteler insanları canından bezdirmekte,

Kentlerin çevresinde kent nüfusunun önemli bir yüzdesini oluşturan gecekondu ve kaçak inşaatlar oluşmakta,

Plansız yerleşim, çarpık yapılaşma bünyeyi bir ur gibi sarmakta,

Teknik ve sosyal altyapıda eksiklik ve yetersizlikler artmakta,

Plansız gelişme, çevre kirliliği, flora ve faunanın bozulması hatta yok olması gibi ekolojik problemlere sebep olmakta,

Plansız ve bunun neticesi çarpık yapılaşma, başta deprem olmak üzere doğal afetlerdeki can ve mal kaybını büyük ölçüde artırmakta,

Tarihi, arkeolojik ve mimari mirasın yok olması ile kültürel problemler ortaya çıkmakta,

Sektörel değişimlerden kaynaklanan “sosyal ve ekonomik“ sorunlar büyümekte,

Sık sık çıkarılan imar afları bir taraftan çarpık yapılaşmayı meşrulaştırmakta diğer taraftan da yeni gecekondu ve kaçak yapılaşmayı teşvik etmekte,

Halen uygulanmakta olan 3194 sayılı İmar Yasası, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın getirdiği yeni düzenlemelerle uyum sağlamamaktadır. 

İmar ve planlama konusundaki mevcut problemleri bu şekilde kısa satır başlıkları ile özetledik.

Bundan sonraki yazımızda; bu konuda yapılması gerekli yasal, idari ve kurumsal düzenlemelerin neler olması gerektiği üzerinde duracağız...


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık