• 07 Şubat 2018, Çarşamba 11:17

Kandırmaca bitsin artık! Ne olacak bu özel kursların, velilerin, öğrencilerin hali?

Bugünlerin geleceği aslında bir yıl öncesinden belliydi. Kademe kademe gelişmeler yaşandı… Sonunda da Milli Eğitim camiası, pimi çekilmiş “özel kurslar” bombasını elinde buldu.

1 Ağustos tarihine gelirken, özel kursların içinde bulunduğu pozisyonu gündeme getiren bir habere imza attık. Tele16‘da yayınlanan haber eğitim sektörünün önümüzdeki süreçte yaşaması muhtemel bir büyük krizin erken uyarı ziliydi adeta… Önce gelişmeleri özetleyeyim, sonra da Milli Eğitim üst bürokrasisine, basit-etkili-kafa karışıklığını giderici bir ara çözüm önerisinde bulunacağım.

İŞTE TÜRKİYE’DEKİ MİLLİ EĞİTİM’İN ÖZEL SEKTÖRDEKİ FOTOĞRAFI

Önce eğitim sektörünün içinde bulunduğu durumun bir fotoğrafını aktaralım…

Daha önce açılmış olup birden fazla bilim grubunda faaliyet gösteren özel öğretim kursları, yasal düzenleme gereğince 1 Ağustos 2017’den itibaren sadece “bir” bilim grubunda takviye dersi verebilecek. Sadece tek dal ruhsatı olduğu halde, yasaya aykırı olarak birden fazla bilim dalında faaliyet gösteren özel eğitim kursları ile yasal düzenlemelerin arkasından dolanıp YGS ve Teog’a dönük dersleri de vermeyi planlayarak hatta şimdiden kayıt alan Açık Öğretim, KPSS hazırlık, yetenek, kişisel gelişim vb gibi çeşitli kurslar Milli Eğitim Bakanlığı’nın “ağır para cezası ve kapatma”yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacak. Öğrenci ve velilerin, olası gelişmeler sonucunda mağdur olmaması için çok dikkatli davranması gerekiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu’nun özel öğretim kursu sahip ve yöneticilerine dönük, yasal düzenleme ve yönetmeliğe ilişkin açıklamaları daha önce kamuoyuna yansımıştı. Şamlıoğlu’nun açıkladığı gibi, etüt merkezleri 1 Temmuz itibarıyla kapandı. Gerekli kriterlere sahip olanlardan bazıları ise özel okula dönüştü. 1 Ağustos’tan itibaren, takviye dersi anlamında ise “sadece tek ders vermeye yetkili” özel öğretim kursları faaliyet gösterebilecek. Şamlıoğlu, daha önceki açıklamalarında velilere seslenerek, “Üç-beş ders vereceğiz diyenlere itibar etmeyin” uyarısında bulunmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı en üst düzeye açıklamalarla durumu kamuoyuna duyurduğu halde, başka seçenek olmadığı için sadece tek dal için yetki belgesi alabilmiş özel öğretim kurslarının, sanki 1’den fazla ders verebilecekmiş gibi kayıtlara devam ettiği biliniyor. Bu durumun ileride veli ve öğrenciler açısından telafisi zor mağduriyetlere yol açma olasılığı da yüksek…

“Bugün Bursa’daki durum nedir, denetimler nasıl yürütülecek, öğrenci ve velilere Milli Eğitim’in tavsiyesi var mı?” sorularına cevap aradık ve konuyu Bursa Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Muharrem Tüfekçi’ye sorduk… Sormakla kalmadık, web-tv olanaklarımızdan yararlanarak Tüfekçi’nin detaylı açıklamalarının video kaydını da habere ekledik. Tüfekçi’nin açıklamaları, her velinin, her öğrencinini -ve galiba- her özel kurs sahip ve yöneticisinin okuması-izlemesi gereken bilgiler içeriyordu. Bu konudaki detaylı bilgiyi buraya tıklayarak okuyabilir, videoyu da izleyebilirsiniz.

OLAY GAZETESİ YAZARI MUSTAFA ÖZDAL DA KONUYA EĞİLDİ

Mustafa Özdal, Olay’da 2 Ağustos 2017 günü yayınlanan “Kaçak Kurslar Bursa’da cirit atıyor” başlığını taşıyan yazısında, siyasal iktidarın yaptığı en hayırlı işlerden birinin dershaneleri kapatmak olduğu görüşünün altını çiziyor, “Eğitimin nerdeyse üçte birini elinde tutan FETÖ’nün en büyük insan ve para kaynağı kurutuldu. Ayrıca, gelişmiş ülkelerin hiç birinde yer almayan çağ dışı bir sisteme son verildi” diyordu.

Dershanelerin kapatılmasının ardından merdiven altı kurslara yol açıldığını belirten Özdal’ın, “Artık kursların sadece tek ders vermesine izin veriliyor. Tek derslik kurslar da ekonomik açıdan rantabl olmayacağı için, aslında kağıt üzerinde olmasa da kurslar fiilen kapatılmış durumda. Yani hükümet devlet okullarını yeterli bulmayan öğrenciler için ya temel liseleri ya da devlet okullarının hazırlık kurslarını öneriyor. Bu, artık bir eğitim politikasına dönüşmüş durumda. Ancak Bursa’da çok sayıda kaçak kursun faaliyet gösterdiğine dair haberler geliyor. Söz konusu kaçak kurslar, ağırlıklı olarak Nilüfer’de bulunuyor. Öyle ki 2015 yılından bu yana 80’in üzerinde kaçak kurs kapatıldı Nilüfer’de. Bursa genelinde ise 110 civarında kurs mühürlendi”saptamaları dikkat çekiciydi. Çünkü kimi kaçak kurslar kendini farklı isimlerle kamufle ediyordu, son yılların modası ‘yaşam koçluğu merkezi’ adı altında faaliyet gösterenler de vardı, ‘eğitim danışmanlığı merkezi’ tabelasıyla kaçak kurs işletenler de…

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ VELİ SARIKAYA’NIN GÖRÜŞÜ

İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya‘nın görüşünü kamuoyuna duyuran da Mustafa Özdal oldu ve son günlerde Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ihbar yağdığını belirten Sarıkaya’nın şu sözlerini aktardı:

“İhbar alır, almaz, söz konusu mekanı denetliyoruz ve gereğini yapıyoruz. Merdiven altı kurs ihbarlarının tamamı gerçek çıktı.”

Sarıkaya’nın öğrenci ve velilere kaçak kurslar konusundaki uyarısı da önemliydi:

“Öğrencilerimiz yasa dışı kurslara tevessül etmesinler. Bu kurslara gideceklerine, Milli Eğitim Müdürlüğü okullarında hem eğitim dönemi içinde hem de yaz aylarında açık olan hazırlık kurslarına gitsinler. Bu kurslar ücretsizdir ve üniversiteye hazırlanmaları için yeterlidir.”

YAŞANMASI KUVVETLE MUHTEMEL SORUNLAR NELER OLACAK?

Milli Eğitim Bakanlığı üst bürokrasisi ağırbaşlı bir üslup kullanmayı tercih ediyor. Mesela, velilere “özel kurslara ödeme yaparken dikkatli olun, ruhsat ve belgelerini titizlikle inceleyin” deniyor… Bu nazik uyarıların tercümesini ben şöyle anlıyorum:

“Kurslar hukuken satmaya hakları olmayan bir hizmeti size taahhüt ediyorlarsa (ki ediyorlar) yarın bir gün yaptırımla karşılaşıp kapandıklarında yarı yolda açıkta kalırsınız. Öğrenciniz sınava diyelim 2-3 ay kala, ciddi sıkıntı yaşar. Paranızı geri alıp alamayacağınız da o günkü şartlara bağlı. Hiçbir garantisi yok. Sıkıntı yaşamayın!”

MİLLİ EĞİTİM, SORUNU KISA YOLDAN, ÇOK BASİT TEDBİRLE ÇÖZEBİLİR

Sorumluluğu biraz veliye, biraz da öğrenciye bıraktığı izlenimi veren mevcut uygulama yerine… Tek maddelik bir yönetmelik değişikliğiyle özel kursların “Kaçak-maçak, bütün dersleri vereceğiz” kandırmacasının önü çok basit şekilde alınabilir…

Nasıl ki hekim muayenehanelerindeki tabelalarda “Ad-Soyad / Uzmanlık alanı”ibareleri bulunuyor ve örneğin böbrek taşından mustarip hasta derdine derman ararken, üroloji uzmanı yerine göz hekimine gitmiyorsa… Özel kursların da tanıtım amaçlı kullanılan her mecrada Milli Eğitim’den aldığı ruhsattaki yetki alanını en az kurs adı büyüklüğündeki puntolarla belirtmesi zorunluluğu konabilir.

Tabelasından gazete ilanına, sosyal medya başta olmak üzere özel kursun adının-logosunun bulunduğu tanıtım amaçlı her mecrada -ruhsatı hangi dalda ise-“matematik branşı”, “fizik branşı”, “kimya branşı”, “Türkçe branşı” gibi dal ifadesini koymak zorunda olan özel kurs, “Hangi dersleri vereyim abime?” diye soramaz. Sorsa da, “Eeeee! Burası kimya kursu değil mi, öteki dersleri nasıl vereceksin? Bu uygulama yasa dışı değil mi?” sorusuna muhatap olur… Ki zaten çok büyük ihtimalle, örneğin “Türkçe” branşında kurs arayan bir veli, tabelasında “Coğrafya” yazan bir özel kursun kapısından girmez… Aleniyet ve şeffaflık, kötü niyetle hareket edenlerin alanlarını daraltır. Veli ve öğrencinin elini güçlendirir…

Tabelasına, reklamına, tanıtımına, faturasına, afişine zorunlu olduğu halde bu ibareyi yazmayan özel kurs çıkarsa -ki bu da muhtemel- ilgili yönetmelikteki sözünü ettiğimiz yaptırımlar ne güne duruyor?

Milli Eğitim Bakanlığı üst bürokrasisi umarım bu konuda etkin-hızlı ve sonuç alıcı bu öneriyi değerlendirir…

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık