• 14 Mayıs 2018, Pazartesi 10:13

YENİ BÜYÜKŞEHİR STATÜSÜ VE GERÇEKLER

Ülkemizde 2019 yılı Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler öncesi nüfus kriteri 300 bin civarına indirilerek, 30 ilimizin daha bu statüye kavuşturulması düşünülmektedir.

Gelişmiş Batı ülkelerinde metropol sınırların tespitinde bilimsel ve objektif kriterler var.

Bunlar kentin coğrafi durumu, nüfus, bu nüfusun hareketleri, fiziki konum, sosyal ve teknik altyapı, tarım alanları, referandum vs. gibi.

11.12.2012'de 6360 sayılı yasa çıkarılırken bu kriterlere uyulduğunu söyleyemeyiz.

Bazı kentlerimize yeni büyükşehir statüleri verilirken ve Büyükşehir Yasası ile ilgili yeni düzenlemelerde aşağıdaki hususlara özel bir önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

-Üniversite, yerel yönetimler, sivil toplum vs ile tartışılmadı.

-Metropol sınırların tespitindeki kriterlere uyulmadı.

-'Hizmetler en yakın yerel yönetim biriminde yerine getirilir' ilkesine uyulmadı. (belde belediyeleri de kapatıldı)

-Yetkiler daha çok büyükşehir belediyelerinde toplandı.

-Belediyelerin bürokratik engel ve formalitelerden kurtarılması için düzenlemeler yer almadı.

-Belediyelerde hizmet ve personel kalitesini yükseltecek hükümler konulmadı.

-'Yerel Yönetim Reformu' yalnız küçük belediyelerin kapatılması köylerin mahalle yapılması olayı değildir. Yerel yönetim birimlerinin optimum nüfusa kavuşturulmasıdır.

Nüfusu fazla olan hizmette etkinlik ve verimliliği kaybolmuş hantal büyük ilçe belediyeleri de ilçelerdeki optimum nüfus olan 400-500 bine indirilecek şekilde bölünmelidir.

-Batı ülkelerinde küçük belediyeler birleştirilirken veya tüzel kişilikleri kaldırılırken komisyonlar kuruldu, bu komisyonlar 5-7 yıl yerinde de inceleme yaparak çalıştılar.

-Verilen karar, yasalaşmadan önce bu yerleşim birimlerindeki halk oyuna sunuldu.

Bizim da taraf olup bazı çekincelerle 1992'de yürürlüğe koyduğumuz Yerel Yönetimler Özerklik Şartı 5. Maddesi:

'Yerel yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın elverdiği durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danışılmadan değişiklik yapılamaz!' denilmektedir. Türkiye bu maddeye çekince koymamıştır.

-Yerel yönetimler demokrasinin okulu olduğu tezinden hareketle öncelikle yerel demokrasiyi güçlendirecek, kentlerimizde demokratik iklim ve ortamı yaratacak düzenlemeler yer almadı.

-Yerel yönetimlerin daha demokratik bir yapıya kavuşturulması konusunda hiçbir hüküm bulunmuyor.

-'Yerel Yönetim Bakanlığı'nın kurulması ciddi olarak düşünülmeliydi.

-Yerel yönetimler daha şeffaf ve daha katılımcı bir yönetim yapısına kavuşturulmalıydı. (Akademik meslek odaları temsilcileri, muhtar temsilcileri, sicil toplum temsilcileri, eski belediye başkanları vs belediye meclislerinde görev almalı idi...)

-Yerel yönetimlere bazı konularda referandum ve geri çağırma hakkı verilmeliydi.

-Birçok Batılı özellikle İskandinav ülkelerinde olduğu gibi 'Yerel Ombudsman' uygulaması başlatılmalı idi.

-'Yerel Yönetimler Araştırma Merkezleri ve Enstitüleri' gibi kuruluşların kurulması ve desteklenmesini teşvik edici hükümler yer almalıydı.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık